TAŞLAR YAVAŞ YAVAŞ OTURUR

 

Devrim başkaldırmadır yıllarca seni ezen diktaya, sömürgeye, insanlık dışı yönetime. Aslında bu başkaldırmayı rejim kendi kendine yapar. Yıllarca mum gibi eriyip gider yaktığı yüreklerin ateşinde. Yakılan bu yüreklerden şarkılar, şiirler dökülür devrim yolunda. İşte onlardan bir tanesi, Tahrir Meydanı’nı dolduran halkın sloganı olur;

“Kaldır başını yükseğe sen Mısırlısın!”

Seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin hükmüne darbeci yönetim tarafından son verilmeden birkaç gün önce Mısır’da dolaşırken dikkatimi çeken birkaç hadiseden biri, yıllar önce Mübarek döneminde yaşadığım bu ülkede siyaset konuşmaktan kaçınan Mısır halkının çok rahat bir şekilde siyaset konuşur hale gelmiş olmasıydı. Tabiri caizse ağzı olan herkes siyaset yapar olmuştu. Acaba bu değişimin sebebi neydi? Yıllarca en yakın akrabasına Emn ed-Devle’den (Mısır Muhaberatı) olma şüphesiyle bakan halk nasıl oldu da tanımadığı insanla kahvehanede, sokakta ve takside gidişattan konuşur hale gelmişti.

25 Ocak Devrimi Mısır’da rejimi değiştirmeyi hedeflerken aslında halkın kafa yapısını değiştirmişti. Çünkü özgürlük ortamı doğmuş, insanlar hürriyeti tatmış, yıllarca susmaya mecbur kalmış insanlar bir zamanların Türkiye’si gibi, “artık yeter söz milletin” demişti. Arap Baharı’nın Mısır ismi olan 25 Ocak Devrimi’nin, ne derece şiddetli geçtiği Mısır’da dolaşırken caddelerde yazan “Ölüm ya da Hürriyet” yazılarından anlaşılıyordu. Yalnız bununla da kalmıyor, devrime şahitlik eden Tahrir Meydanı’nda bulunan Ömer Mescidi’nin tuvalet kapılarının arkaları, pasaport binasından kornişe inen yerde bulunan duvarların üstü…

Her yer özgürlük diye haykıran, yıllarca askeri rejimin altında ezilen Mısır halkının ruhunun aynası durumundaydı. Ama devrimi yapan ruh birliği korunamayıp çok geçmeden dağılıp parçalanma yolunu tuttu. Bunun en önemli sebebi ise demokrasi ile yeni tanışan Mısır halkının uygulamalarında aceleci davranmasıydı. Her ne kadar seçim yapılıp Müslüman Kardeşler başa geldiyse de kabinede 5 tane eski dönemin bakanı bulunmaktaydı. Halkın bir kısmı yönetimde olan problemlere Mursi ve partisinin sebep olduğunu söylerken diğer kısmı ise eski dönemin kalıntılarının etkisi olduğu düşüncesindeydi.

Yeni dikilen fidanın üzerine bağlanan salıncak misali, demokrasiyle yeni tanışan bu ülke, daha palazlanmadan kendisinden çok şey bekleniyordu. Bu yüzden de vatandaşın bir bölümünün düşüncesi “Mursi gitsin sonra ne olursa olsun”du.

Biz doğu toplumları fazla duygusalız çabuk alevlenip sonucunda hüsrana uğruyoruz. Mısır halkının, kendi selametleri için bu hassasiyete riayet etmesi gerek. Nitekim Mübarek’in esaret hayatının ev hapsine, arkasından da tahliyesine kadar geçen süreçte bunu bir nebze idrak ettiler.

11/01/2015 – Vahdet Gazetesi

http://www.gazetevahdet.com/taslar-yavas-yavas-oturur-4352h.htm