Ne hikayeler taşımıştır bu vagonlar? Eskiden atla deveyle bilmem kaç saatte aldığı yolu artık kısa bir sürede üstelik kapalı mekanda gitmenin vermiş olduğu rahatlıkla ulaşan insanların hikayeleri… Vagonlara binmek için kullanılan kulpları tutarken insanın kulağında yıllar önce insanlar arasında geçen konuşmalar çınlıyor; “Allah, şuradan yakaladım mı gari kendimi atarım içeri haydi bismillah.. Ma-an’a gider, de mi gardaş? Amman’dan da geçecemiş öyle diyorlar? Sen de mi ilk defa bindin buna? Hadi bismillah mevlam yol selameti vere”
Ve Şam’dan hareket eden tren önce Der’a daha sonra sırayla; Amman, Ma’an, Müdevvere, Tebük, Medine ve sonrasında şehirlerin anası Mekke.
Geçen gün eskilerden bir hat gördüm. Fotoğraf çok uzaklara ait değildi. Arap şehirleri arasında taşımacılık yapan bir şirkete aitti.
“Otobüs; Kuveyt, Bağdat, Amman, Beyrut, Kudüs, Ramallah, Nablus ve Cenin‘den geçer” diye yazıyordu. Aslında zor olmayan bir durum kara yolculuğu bu topraklarda. Allah’a şükür bir ikisi hariç geri kalanından otobüsle ya da araçla bu şekilde geçiş yaptım.
İnşallah eski günlerdeki gibi ya bir otobüs ya da bir tren hattı çalışır bu topraklarda.