Evliya Çelebi’nin deyimiyle Kamame klisesi. Hristiyan Mezheplerin, basamak ve camlarının temizliği, dini ayinleri yerine getirme vecibesi, gerekli bakım ve onarımını yapmak için rekabet ederken uğruna birbirlerinin kanını döktüğü Kıyamet Klisesi.
Yıllarca akıtılan kanının durması için problemin çözümü, Sultan Abdulmecid Han’ın yayınladığı ferman sonucunda gerçekleşir. Aynı fermana 1967’de bir madde eklenerek günümüzde de hala geçerliliğini korunmaktadır.
Abdülmecit Han; “Problemin çözümü; Kutsal mekanlara ben geleceğim, milimi milimine kimin nereyi temizleyeceğini ben belirleyeceğim. Bundan sonra da bir taşı yerinden oynatan kafasını yerinden oynatmıştır. Biline…” diye devam eden ferman, Kudüs’e ulaşılır ulaşmaz kilisenin önündeki meydanda okunur. O sırada bir Ermeni papazı kilisenin ön cephesindeki pencerelerden birini, dayadığı ahşap bir merdivene basarak temizlemekle uğraşıyordu. Papaz fermanla derhal aşağı indirildi ancak merdiveni kaldırmak istediğinde hayır denilerek müdahale edildi.
Aradan kısa bir süre sonra Osmanlı’nın gönderdiği uzmanlarla mekanlar yeniden milimetrik olarak paylaştırılmış bu arada son kavgaya neden olan bahçedeki son basamağın da Katoliklerin hakkı olduğuna karar verilmişti.
Evet İslam Medeniyeti dinlerin arasındaki mezhepsel çekişmelerde bile arabuluculuk yaparak ibadet özgürlüğü tanırken ecnebilerden bunu bu zamanda tam tersini görüyoruz. İslam dünyasında mezhepsel çatışmaların altını körükleyerek Alem-i İslam’a nefes aldırmıyorlar. Şerlerinden Allah muhafaza eylesin…
(Bahsi geçen merdiven fotoğrafın sağ üst tarafında üstelik düşmesin diye önüne demir koyulmuş durumda, basamakta fotoğrafta) .